“Kırılan Papağan”

Alaycı doğası ve taklit yeteneğiyle tanınan papağan, Hindu aşk tanrısı Kama’nın bir sembolü olarak aşkın simgesidir. Tasarımda, kırılan papağan taşlanmış bir dünyadan kendi renklerine dönerek bireysel yeniden doğuşu simgeler. Bu kırılma, dış etkenler karşısında kendini yeniden inşa etme ve özgünlüğe dönüş yolculuğudur.

Her insanın içinde, onu sınırlayan bir kafes ve bu kafesi kırıp özgürlüğe ulaşacak bir güç saklıdır. Doğa koleksiyonu, bu gücü keşfetmemiz için yaratıldı. Doğanın bilge elçileri olan hayvanların metaforik yolculukları, kendi hayatımıza dair derin bir ayna tutuyor. Bu eserler sadece birer görsel değil; içsel dönüşümünüzü başlatacak birer enerji kaynağıdır.

Hayal edin: Duvarınızda asılı duran bir martı, size her sabah “Uçmayı öğrenebilirsin” diye fısıldıyor. Gözünüzün önündeki kırılan bir papağan, kaybettiğinizi düşündüğünüz gücü yeniden kazanmanız için size ilham veriyor. Ya da bir bukelamun, geçmişinizle barışıp geleceği renklendirme cesareti sunuyor.

Bu koleksiyon, hayatımızda bir değişimin katalizörüdür. Franz Kafka’nın 41 yıllık yaşamına ithaf edilen bu sınırlı edisyon eserler, yalnızca 41 kişiyle sınırlı. Sadece bir azınlığın sahip olabileceği, nadir ve anlam yüklü bir koleksiyon.